Wolfgang Pauli, Dr. Carl Jung ile Rüya Yorumu Sürecini Durduruyor
- Nazlı
- 16 Şub
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 18 Şub

Atom and Archetype – Pauli/Jung Letters
Sevgili Dr. Jung,Zürih, 26.07.1934
“Sözde parapsikolojik fenomenlerin” yorumuna ilişkin makaleniz olan “Seele und Tod” (Ruh ve Ölüm) eserinizde kuramsal fiziğin “ruhlarını” uyandırdığınız için, anlaşılan o ki bu ruhlar yavaş yavaş bir araya gelmeye başlıyorlar. Jordan’ın denemesini (bir kopyasını ekliyorum) bana değerlendirmem için Die Naturwissenschaften dergisinin yayıncısı gönderdi. Kendisi, metnin içeriğinden ziyade, bu konuyla ilgili pek çok yetkin olmayan kişinin de tartışmaya katılması ihtimalinden dolayı basımıyla ilgili bazı çekincelere sahip. Bununla birlikte, bu tehlike, muhtemelen makaleye eklenecek uygun bir editoryal not ile hafifletilebilir.
Yazarı, P. Jordan’ı şahsen tanıyorum. Kendisi son derece zeki ve yetenekli bir kuramsal fizikçidir ve mutlaka ciddiye alınması gerekir. Telepati ve benzeri olgularla nasıl ilgilenmeye başladığını bilmiyorum. Bununla birlikte, psişik fenomenlerle ve genel olarak bilinçdışıyla ilgilenmesinin, kişisel sorunlarından kaynaklanması mümkün. Bu sorunlar, özellikle, meslek hayatını neredeyse imkânsız kılacak kadar ciddi bir konuşma bozukluğu (kekemelik) şeklinde ortaya çıkıyor; bu durum, entelektüel çalışmalarında belli bir parçalanmaya yol açmış olabilir (kendisinin uzmanlık alanında “şansının tükendiğini” düşündüğü oluyor). Freud’un bazı yapıtlarını bildiği anlaşılıyor; ancak sizin çalışmalarınızla çok ilgili olduğunu sanmıyorum.
Bu denemenin içeriği hakkındaki düşüncelerinizi duymak isterim, özellikle de Jordan’ın fikirlerinin size ait bazı düşüncelerle belli bir bağı olduğunu sezdiğim için. Makalenin son bölümünde, özellikle de kolektif bilinçdışı kavramınıza bir hayli yaklaşıyor. “Pozitivist” kelimesi sizi rahatsız etmesin; muhtemelen Jordan’ın düşünceleri herhangi bir felsefi sistemle ilgili değildir ve “pozitivist” sözcüğünü “fenomenolojik” şeklinde değiştirmesi daha uygun olabilir. Metindeki (s. 12) bilince dair “dar bir sınır bölge” olarak bilinçdışının kenarına konumlandırma tasvirinden biraz endişe duyuyorum. Acaba bilinçdışının ve bilincin birbirini tamamladığını (yani birbirini dışlayan, ama aynı zamanda bütünleyen bir ilişki içinde olduklarını) savunmak, “biri diğerinin parçasıdır” demekten daha tercih edilebilir olmaz mı?
Elbette eserlerinizi yazara önereceğim. Sizden ricam, vakit ayırıp bu makale üzerine kısaca yazılı bir yorum yapmanız. Umarım bu sizin ilginizi çeker; içinde size yeni bir şey olmasa bile (Bu arada, kopyayı bana geri göndermeniz gerekmiyor).
Kişisel kaderime gelince, henüz çözüme ulaşmamış bir-iki meselem olduğu doğru. Yine de rüya yorumu ve rüya analizinden bir süre uzaklaşmaya dair bir ihtiyaç hissediyorum; hayatın bana dışarıdan neler getireceğini görmek isterim. Duygu işlevimin (feeling function) gelişimi, elbette benim için çok önemli; ama bunun zaman içinde hayatın doğal akışıyla, deneyimle ve süreçle gerçekleşebileceğini, yalnızca rüya analizi yoluyla ortaya çıkamayacağını düşünüyorum. Uzun uzun düşündükten sonra, şimdilik size gelmeye devam etmemeye karar verdim; elbette beklenmedik bir durum ortaya çıkarsa bu değişebilir.
Emekleriniz için en derin teşekkürlerimle,
Saygılarımla,W. PAULI~Wolfgang Pauli, Atom and Archetype, Jung-Pauli Letters
Carl Gustav Jung ve psikolojisini eğlendirerek öğreten ve dünyada tek olan bir roman serisi olduğunu biliyor muydunuz? Daha fazla öğrenmek için lütfen tıklayınız.

Kommentare