Paracelsus Alıntıları

Paracelsus Alıntıları

Hayal gücünde doğan kişi, doğanın gizli güçlerini keşfeder... Sabit yıldızların yanı sıra, bir başka yıldız daha vardır—Hayal Gücü—bu yıldız yeni bir yıldız ve yeni bir gökyüzü doğurur.

Hiçbir şey bilmeyen, hiçbir şeyi sevmez.

Hiçbir şey yapamayan, hiçbir şeyi anlayamaz.

Hiçbir şeyi anlamayan, değersizdir.

Acaba yüksek okullar bu kadar çok yüksek eşeği nasıl yetiştirmeyi başardı?

İnsan, mikrokozmos ya da küçük bir dünyadır, çünkü o, tüm gökkubbedeki yıldızların ve gezegenlerin, yeryüzünün ve öğelerin bir özüdür; dolayısıyla onların beşinci özüdür (quinta essentia).

Tıp yalnızca bir bilim değil, aynı zamanda bir sanattır. Bir doktorun karakteri, kullandığı ilaçlardan daha güçlü bir etki yaratabilir.

Tıp yalnızca bir bilim değildir; aynı zamanda bir sanattır. Haplar ve merhemler karıştırmaktan ibaret değildir; hayatın süreçleriyle ilgilenir ve yönlendirilebilmeleri için önce anlaşılmaları gerekir.

Bir hastalık vücuda girdiğinde, sağlıklı olan tüm bölümler ona karşı savaşmalıdır: sadece biri değil, hepsi. Çünkü bir hastalık, onların ortak ölümü anlamına gelebilir. Doğa bunu bilir; ve doğa, hastalığa karşı elinden gelen tüm yardımla saldırır.

Her şeyin içinde zehir vardır ve hiçbir şey zehirsiz değildir. Dozaj, onu ya bir zehir ya da bir ilaç yapar.

Rüyanın gösterdiği şey, insanda var olan bilgelik gölgesidir; uyanıkken bunun hiçbir şeyini bilmesek bile… Bunu bilmiyoruz, çünkü zamanımızı dışsal ve geçici şeylerle harcıyor ve içimizde gerçek olan şeye karşı uykudayız.

Şifa sanatı hekimden değil, doğadan gelir. Bu yüzden hekim, açık bir zihinle doğadan başlamalıdır.

İnsan ruhu öylesine büyük bir şeydir ki, hiç kimse onu tam olarak ifade edemez; eğer insan zihnini gerçekten kavrayabilseydik, yeryüzünde bizim için hiçbir şey imkânsız olmazdı.

Hekim doğanın yalnızca bir hizmetkârıdır, onun efendisi değildir. Bu nedenle tıbbın, doğanın iradesini takip etmesi gerekmektedir.

Doğanın alemleri harflerdir ve insan, bu harflerden oluşan kelimedir.

Üniversiteler her şeyi öğretmez, bu yüzden bir doktor, yaşlı kadınları, çingeneleri, büyücüleri, göçebe toplulukları, eski haydutları ve diğer kanun kaçaklarını aramalı ve onlardan ders almalıdır.

Düşünceler özgürdür ve hiçbir kurala tabi değildir. İnsan özgürlüğü onların üzerine kuruludur ve doğanın ışığından daha yükseğe çıkarlar.

Düşünceler, ne elementsel ne de yıldızsal olan yaratıcı bir güç doğurur. Düşünceler yeni bir gökyüzü, yeni bir kubbe, yeni bir enerji kaynağı yaratır ve buradan yeni sanatlar akar. Bir insan bir şey yaratmaya giriştiğinde, adeta yeni bir gökyüzü kurar ve yaratmayı arzuladığı şey, o yeni gökyüzünden ona akar. Çünkü insanın büyüklüğü öyledir ki, gökyüzünden ve dünyadan daha büyüktür.

Bana neden “Tıbbın Luther’i” diyorsunuz? ... Luther’in söylediğini savunmasını ona bırakıyorum ve ben de söylediğimden sorumluyum. Bana Luther’e dilediğinizi diliyorsunuz; ikimizi de ateşe atmak istiyorsunuz.

Carl Gustav Jung ve psikolojisini eğlendirerek öğreten ve dünyada tek olan bir roman serisi olduğunu biliyor muydunuz? Daha fazla öğrenmek için lütfen tıklayınız.