Please Enable JavaScript in your Browser to Visit this Site.

top of page

Carl Jung ve Rüya Yorumunun Pratik Uygulamaları

Güncelleme tarihi: 18 Şub


Carl Jung ve Rüya Yorumunun Pratik Uygulamaları


Carl Jung ve Rüya Yorumunun Pratik Uygulamaları

Modern Psikoloji: C. G. Jung’un ETH Zürih’teki Dersleri, 1933-1941 Ders I

– 26 Ekim 1934


Geçen yazın derslerine katılanlar, insan psikolojisinin iç dünyasını açığa çıkarmaya yönelik yöntemlerle ilgili konuştuğumuzu hatırlayacaktır.Kelime çağrışım yönteminden, nefesle birleştirilmiş psiko-galvanik yöntemden ve nihayet rüya analizinden bahsettik.Bu dönem de aynı yolu izleyerek rüya psikolojisini inceleyeceğiz.

İç psikolojinin araştırılması doktorlar için pratik bir olasılıktır; bilinmeyen motivasyonun incelenmesidir.Bir şeyin var olduğunu bilmek yeterli değildir; ne olduğunu ve tüm yönlerini bilmek gerekir.

İnsan psikolojisi, üzerinde çalışılması gereken en önemli konudur; dünyada var olan hiçbir şey, bir zamanlar psikolojinin içeriği olmadan ortaya çıkmamıştır: trenler, yollar, bu türden her şey önce psikolojiden doğar.Zihinden (psyche) gelen “Einfälle” (fikirler, sezgiler) olmadan konuşamazdık bile.Bazı akıl hastalığı vakalarından, beynin hiçbir şey algılamadığı durumları gözlemleyebiliriz.

Psikoloji her şeyin anasıdır ve araştırılması birincil öneme sahiptir.Bilinçdışı, bilmediğimiz ancak psikolojik doğamızın, zihnimizin bir parçası olan şeydir.

Bu araştırmanın son derece önemli pratik yönünü göstermek için şu örneği vereceğim:

Bu, birçok doktora gitmiş, eğitimli, 29 yaşında bir hasta, bir doktora dair bir vakayla ilgilidir.Bana son çare olarak gönderildi, korkunç bir durumdaydı; adeta bir iskelet gibiydi ve gerçekten muayene odamda ölebileceğini düşündüm.


Başlangıçta bunun fiziksel bir hastalık olduğunu düşündüm, ta ki tek bir semptom olduğunu anlayana kadar:Yutkunmada zorluk.

Yedi ay boyunca yutkunamıyordu ve günde yalnızca iki fincan süt içebiliyordu, her birini içmesi iki saat sürüyordu.Doğal olarak, bir iskelete dönmüştü.

Bilinçli zihninde bir sorun görünmüyordu.Mesleki hayatı son derece tatmin ediciydi, iyi bir aileden gelen bir kızla nişanlıydı, onu seviyordu ve hiçbir komplikasyon olmadığını bildiriyordu.


Hiç rüya görmediğini söyledi; böyle durumlarda verdiğim yanıtı verdim:"Bu gece göreceksiniz."Çünkü bilinç her söyleyebileceğini söylediğinde, söz bilinçdışına, psikolojinin derinliklerine geçer.


Rüyalar hemen nişanlıyla ilgili başladı.Her şey yolundaysa damat nişanlısıyla ilgili rüya görmez, bu yüzden onun hakkında tekrar soru sordum.Bana hiçbir sorun olmadığını garanti etti.

Bu başlı başına şüpheliydi; çünkü hiçbir şey tamamen “sorunsuz” değildir.

İki hafta sonra, rüyalar nişanlıyı çok olumsuz bir ışık altında göstermeye başladı.Ona tekrar sordum:

"Onun hakkında hiç olumsuz düşünceniz yok mu? İnsanlar en beklenmedik kişiler hakkında bile bazen olumsuz düşüncelere kapılabilir."

Ancak o kesinlikle hiçbir olumsuz düşüncesi olmadığını iddia etti.Bu noktada, asıl sorunun nişanlı olduğundan emin oldum.


Onu gönderdim ve şu talimatı verdim:

"Kasabanızda bu kızı tanıyan birine gidin ve ondan tamamen dürüst olmasını isteyin."

Birkaç gün içinde bana öfkeli bir mektup yazdı.Ancak aynı zamanda artık iyileşmişti.Nişanını bozmuştu.

Çünkü öğrendiğine göre, kız sadık değildi.İki farklı erkekle yakın ilişkileri vardı ve kasabadaki herkes bunu biliyordu—bir tek kendisi bilmiyordu.

Bu, onun "yutkunamadığı" şeydi.Bilinçdışında yer alan bu bilgi, fiziksel bir semptom olarak ortaya çıkmıştı.Ancak bu bilgi bilince çıktığında, artık bunu fiziksel olarak yaşamak zorunda kalmadı.

Eğer bu ortaya çıkmasaydı, yaşayamazdı.

Bu tür şeyleri çok ciddiye almalıyız, ancak bunları anlamak için sağlam bir temel ve yöntemlere ihtiyacımız var.Herkesin bu tür şeyleri fark edecek bir yeteneği yoktur ve sezgisel olarak fark etsek bile, genellikle bunları göz ardı ederiz.Bilinmeyenden doğal olarak korkarız ve böyle şeylerin var olduğunu kabul etmek sosyal olarak hoş karşılanmaz.


Ancak özellikle doktorlar bilinçdışını göz ardı edemez.Muhtemelen hastamın zihnine ufak şüpheler gelmişti, ancak kendisi düzgün bir insandı ve hemen bunları bastırmıştı:

  • "Bu kadar şüpheci olmamalıyım."

  • "Böyle düşünceler insanlarla ilgili akla gelmemeli."

Bu yüzden bu düşünceler bilinçdışının yüzeyinde kaldı, tıpkı unutulmayı tercih ettiğimiz tatsız bir mektup gibi.Bu o kadar sık olur ki, birçok insan bilinçdışının yalnızca bu tür şeylerden ibaret olduğunu düşünür.

Bununla birlikte, rüyaların psikolojik bağlamını anlamaya çalışmalıyız.Bunu yapmanın yolu, kişinin konuşmasına izin vermek ve ön yargılı olmamaktır.


Rüyaları analiz ederken hiçbir zaman standart bir açıklama yoktur.Kelime çağrışım yönteminde olduğu gibi, her rüya unsurunun anlamını kişinin çağrışımlarıyla belirlemeliyiz.Unutmamalıyız ki kelimeler herkes için farklı çağrışımlara sahiptir ve eğer insanlara kendi ön kabullerimizle yaklaşırız, bu İsviçre Almancası konuşarak bir İngilizle iletişim kurmaya çalışmak kadar verimsiz olur.

Freud, rüyaların bilinçdışına itilmiş isteklerden oluştuğunu ve bunların bir tür hallüsinasyon olarak gerçekleştiğini düşünüyordu.Bilinçdışı, bilinçli benlik algımıza uygun olmayan arzular içerir ve bu yüzden biz onları bastırırız.

Toplum içindeki saygın konumumuzdan dolayı, böyle arzulara sahip olamayız.Ancak Freud’a göre, gece olduğunda ve kim olduğumuzdan emin olmadığımızda bu arzular bilinçdışımızdan yükselir.Bunlar, Freud’un sansür dediği bir mekanizma tarafından değiştirilerek tanınamaz hale getirilir ve ancak sembolik olarak kendilerini ifade edebilirler.

Bu noktada "sembolik" kelimesi yanlış kullanılmıştır, burada doğru terim alegorik olmalıdır.

Bir şeyin neyi temsil ettiğini bildiğimizde, buna işaret denir.Örneğin, kanatlı tekerlek demiryolunun işaretidir.Ancak Almanya’daki gamalı haç gerçekten bir semboldür; belirli bir politik partiyi temsil eden bir işaret olamaz, çünkü kimse onun ne anlama geldiğini tam olarak bilmez.

Bu sembol dünya çapında çok eski ve anlam yüklü bir semboldür.Güneş çarkı da bir semboldü ve tekerlekler icat edilmeden bin yıl önce mevcuttu.

Bir şeyin anlamı bilinmiyorsa, o bir semboldür.

~Carl Jung, Modern Psikoloji, Cilt 2, Sayfalar 140-142.



Carl Gustav Jung ve psikolojisini eğlendirerek öğreten ve dünyada tek olan bir roman serisi olduğunu biliyor muydunuz? Daha fazla öğrenmek için lütfen tıklayınız. 


Büyük Sır Üstadı serisi 4 kitap birarada


Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating

Bu blog içeriği konusunda her türlü istek ve şikayetinizi aşağıdaki e-postaya yazabilirsiniz.

©2024 Bilinçdışı Yayınları A.Ş.

bottom of page