Carl Jung’un Kötülük Üzerine (Görüşleri) – Bir Derleme
- Nazlı
- 10 Mar
- 5 dakikada okunur

Carl Jung on Evil – Anthology
"Bhagavad Gita der ki: 'Dharma (yasalar) zayıflamaya yüz tuttuğunda ve kötülük (adharma) arttığında, ben kendimi gösteririm. Erdemlileri (sadhu) korumak ve kötüleri (dushta) yok etmek, yasaları yenilemek için her çağda doğarım.'"
—Jung’un kenar notu, The Red Book, Dipnot 281, s. 317.
"İyilik ve kötülük, ağacın büyümesinde birleşir. Yaşam ve sevgi, ilahîliklerinde birbirine karşıttırlar."
—Philemon, Liber Novus, s. 351.
"Salome’nin yaklaşımı ve bana tapınması, aşağı işlevin çevresinde kötülük aurası bulunan yanını açıkça gösterir."
—Carl Jung, Liber Novus, s. 253, Dipnot 211.
"Kötülük, dünyanın yarısıdır, terazinin iki kefesinden biridir."
—Carl Jung, Liber Novus, s. 274, Dipnot 72.
"Ruhum kötülüğün eline düştüğünde, çaresizdi; tek dayanağı, denizden balığı çekebildiği o zayıf balıkçı oltasıydı."
—Carl Jung, Liber Novus, s. 289.
"[Aptallık] yaşamın karışık tohumlarını ayırıp izole ederek, bize iyilik ve kötülük, mantıklı ve mantıksız olan şeyleri net bir şekilde gösterir."
—Liber Novus, s. 316, Dipnot 277.
"Ölüleri uyandırmak için çaba gösterin. Derin madenler kazın ve onlara kurbanlar atın ki ölüler duysun. İyi kalple kötülük üzerine düşünün; bu, yükselişe giden yoldur. Ama yükselişten önce her şey gece ve cehennemdir."
—Carl Jung, Liber Novus, s. 244.
"Yok oluşun (becoming) kötülüğünden bizi hiç kimse kurtaramaz, cehennemden geçmeyi seçmediğimiz sürece."
—Carl Jung, Liber Novus, s. 318.
"Kötülük ister burada ister başka yerde olsun, önemi yoktur; insan yalnızca kendindeki kötülükle baş edebilir, çünkü ancak ona ulaşabilir; başka yerdeki kötülükle uğraşmak, oraya tecavüz etmektir."
—C. G. Jung, Emma Jung ve Toni Wolff – A Collection of Remembrances, s. 51-70.
"...Tanrı’nın yalnızca iyi olduğunu varsaymak, kavramını keyfi biçimde sınırlamaktır ve böylece kötülüğü gerçek varoluşundan yoksun bırakmış olur. Eğer Tanrı sadece iyi ise, her şey iyidir..."
—Carl Jung, Letters II, s. 519.
"Evrensel kahraman miti her zaman, ejderhalar, yılanlar, canavarlar, iblisler biçimindeki kötülüğü alt eden; halkını yıkımdan ve ölümden kurtaran kudretli bir adam ya da tanrı-insana işaret eder. Bu tür bir figürün ritüel tekrarı, ibadet, danslar, müzik, ilahiler, dualar ve kurbanlarla gerçekleştirilen ayinler, izleyicilerde 'numinos' duygular uyandırır ve bireyi kahramanla özdeşleşmeye yükseltir."
—Carl Jung; Man and His Symbols, s. 68.
"Kim Cennet Krallığı’nı zorla ele geçirmeye, kötülüğü güçle yok etmeye kalkışırsa, şimdiden kötülüğün eline düşmüştür."
—Carl Jung, Conversations with C.G. Jung, s. 47.
"Yalnızca belirli durumlarda iyiliğin ve kötülüğün göreliliğinden söz edebiliriz. İyilik ve kötülük kategorileri kaldırılamaz; sürekli canlıdırlar ve maddi nesnelere bağlanamazlar."
—Carl Jung, Conversations with C.G. Jung, s. 47.
"Kötülük, anlamlı canlılığı (meaningful vitality) engelleyen şeydir. Her durumda farklı biçimde görünebilir. Üstteki, hayırseverliğiyle aşağıdakini bastırırsa, o zaman aşağıdaki yukarıdakini arzular."
—Carl Jung, Conversations with C.G. Jung, s. 47.
"‘Tanrı, iyinin ve kötünün ötesindedir’ demek yerine, ‘Yaşam hem iyidir hem kötüdür’ diyebiliriz."
—Carl Jung, Conversations with C.G. Jung, s. 40.
"Kötülüğün istilası, önceden iyi olan bir şeyin zararlı hâle dönüştüğünü gösterir... Başlangıçta harika olan ahlaki ilke, zamanla yaşamla özsel bağlantısını kaybeder, çünkü artık hayatın çeşitliliği ve bolluğunu kapsamaz. Akılcı açıdan doğru olan, hayatı bütünüyle kavramak ve ona kalıcı bir ifade vermek için çok dar bir kavramdır."
—Carl Jung; Psychology and Religion; Answer to Job.
"İçimizde çalışan nihai etkenler, 'asil bir adam’ın 'hizmetkârlarına' ticaret yapsınlar diye emanet ettiği yeteneklerden başka bir şey değildir (Luka 19:12 ve devamı). Bu, ahlaki anlamda dünyanın gidişine karışmanın ne demek olduğunu hayal etmek için büyük bir çaba gerektirmez. Yalnızca çocuksu bir insan, kötülüğün her yerde işler durumda olmadığını iddia edebilir; bilinçdışı ne kadar güçlü ise insan o kadar şeytanın güdümündedir... Sadece acımasız bir öz-bilgi, iyiyi ve kötüyü doğru perspektife oturtan ve insani eylemlerin güdülerini tartabilen bir öz-bilgi, sonucun pek de kötü olmayacağına dair biraz güvence sunar."
—Carl Jung; CW 9/2, par. 255.
"Bugün karşı karşıya olduğumuz tehlike, gerçeğin tümünün kelimelerle yer değiştirmesidir. Bu durum modern insandaki korkunç içgüdü eksikliğini, özellikle şehirli insanı açıklar. Yaşam ve doğanın nefesiyle teması yok. Bir tavşanı veya ineği sadece resimli dergiden, sözlükten ya da filmlerden tanıyor ve ne olduklarını bildiğini sanıyor—sonra da ahırların 'koktuğuna' şaşırıyor, çünkü sözlük bunu söylemiyor."
—Carl Jung; “Good and Evil in Analytical Psychology” (1959); CW 10, Civilization in Transition, s. 882.
"Bir ulusun bağışıklığı, büyük ölçüde kötülüğe karşı bağışık ve güçlü telkin etkisiyle savaşmaya muktedir önder bir azınlığın varlığına dayanır."
—Carl Jung, The Symbolic Life, CW 18, par.1400.
"İyilik abartıldığında daha iyi olmaz, kötüleşir; küçük bir kötülük de göz ardı edildiğinde ve bastırıldığında büyür. Gölge, insan doğasının çok önemli bir parçasıdır ve ancak geceleri gölge yoktur."
—Carl Jung; “A Psychological Approach to the Dogma of the Trinity (1942),” CW 11; Psychology and Religion: West and East, s. 286.
"Bu libido, doğanın bir kuvvetidir; aynı anda hem iyi hem de kötü yahut ahlaki bakımdan nötrdür. Faust bu libidoyla birleşerek gerçek yaşam işini başarır; önce kötü sonuçlar alır, sonra insanlığın yararına sonuçlar elde eder."
—Carl Jung; CW 5, Par. 182.
"Hiç kimse, kendi karakterindeki aynı kötülük tarafından lekelenme tehlikesinin mutlak farkındalığı olmadan, ulusal çapta yayılmış bir kötülüğe karşı bağışık olamaz."
—Carl Jung, The Symbolic Life, CW 18, par. 1400.
"Kötülüğün gerçeği ve iyilikle uyuşmazlığı, zıtlıkları parçalar ve kaçınılmaz olarak her canlı şeyin çarmıha gerilmesine, askıda kalmasına yol açar. 'Ruh, doğası gereği Hristiyan'dır’ ve bu sonuç, İsa’nın yaşamında olduğu gibi yanılmaz biçimde gelecektir: hepimiz 'Mesih’le çarmıha gerilmek', yani gerçek bir çarmıha gerilmeye eşdeğer bir ahlaki acıyla askıya alınmak zorundayız."
—Carl Jung; Psychology and Alchemy, Par. 470.
"Bilinçdışı doğası gereği sadece kötü değildir, aynı zamanda en yüksek iyiliğin kaynağıdır da: yalnızca karanlık değil, aynı zamanda aydınlık; sadece hayvansı, yarı-insan veya şeytani değil, insanüstü, ruhsal ve 'tanrısal'dır da."
—Carl Jung; The Practice of Psychotherapy, s. 364.
"Ne yazık ki insanoğlunun gerçek hayatı, kaçınılmaz karşıtlıkların karmaşasından oluşur... gündüz ve gece... doğum ve ölüm... mutluluk ve keder... iyilik ve kötülük."
—Carl Jung; Man and His Symbols, s. 75.
"Bilinçdışı, Logos (Söz) için en büyük günah, bizzat kötülük demektir. Dolayısıyla ilk özgürleştirici yaratıcı eylemi, anneyi öldürmektir (matricide)."
—Carl Jung; Psychological Aspects of the Mother Archetype, par. 178.
"Hâlâ öteki insana, kendimizde tanımak istemediğimiz tüm kötülük ve aşağı kalitedeki şeyleri yüklüyor, bu yüzden onu eleştirip saldırmak zorunda kalıyoruz. Aslında olan tek şey, aşağı bir 'ruh'un bir kişiden diğerine göçmesi. Dünya hâlâ kara hayaletler ve günah keçileriyle dolu, tıpkı eskiden cadılar ve kurt adamlarla dolu olması gibi."
—Carl Jung; Civilization in Transition, s. 130.
"Psikoloji, iyilik ve kötülüğün kendilerinin ne olduğunu bilmez; onları yalnızca ilişkiler hakkındaki yargılar olarak tanır."
—Carl Jung; Aion, s. 53.
"Biraz özeleştiri yaparak, gölgeyi—kişisel doğası ölçüsünde—görebilir ve anlayabilirsiniz. Ama o bir arketip olarak belirdiğinde, anima ve animusta olduğu gibi aynı zorluklarla karşılaşırsınız. Diğer bir deyişle, insan doğasının görece kötülüğünü fark edebilme ihtimali vardır, ama mutlak kötülüğün yüzüne bakmak çok ender ve sarsıcı bir deneyimdir."
—Carl Jung; CW 17, “The Shadow,” s. 338, par. 19.
"Şimdiye dek insan gölgesinin tüm kötülüğün kaynağı olduğu düşünülmüşse de, daha yakından incelendiğinde bilinçdışı insanın —yani gölgesinin— yalnızca ahlâkça kınanabilir eğilimlerden ibaret olmadığı; aynı zamanda normal içgüdüler, uygun tepkiler, gerçekçi içgörüler, yaratıcı dürtüler vb. gibi birçok iyi niteliği de barındırdığı anlaşılır."
—Carl Jung, CW 9ii, Par. 423.
"Siyasi toplulukların doğasında, kötülüğü daima karşı grupta görme eğilimi vardır, tıpkı bireyin, kendisi hakkında bilmek istemediği ya da bilmediği her şeyi başka birine yükleme eğiliminden asla kurtulamaması gibi."
—Carl Jung; The Undiscovered Self, s. 72.
"İnkâr edilemez bir gerçek: Başkalarının kötülüğü, bizim içimizde de kötülüğü tutuşturur, çünkü kalbimizdeki bir şeyi uyandırır."
—Carl Jung; CW 10, par. 408.
"İnsanın gerçek tehlikesi bizzat kendisidir... Onu pek tanımıyoruz, çok az biliyoruz. Ruh incelenmelidir, çünkü gelecek her kötülüğün kaynağı biziz."
—Carl Jung, BBC röportajı, 1959.
"Tanrı’nın amacının insanı çatışmadan ve dolayısıyla kötülükten muaf tutmak olmadığı anlaşılıyor."
—Carl Jung, Answer to Job, Par. 659.
"Dünyada kötülüğün nedeni, insanların kendi öykülerini anlatamamalarıdır."
—Carl Jung; Freud Mektupları, Cilt 2.
"Benim gerçek hayata dair deneyimim iyi veya kötü olabilir, ancak daha üstün irade, insan hayal gücünün ötesindeki bir temele dayanır."
—Carl Jung, Letters Vol. II, s. 525-526.
Carl Gustav Jung ve psikolojisini eğlendirerek öğreten ve dünyada tek olan bir roman serisi olduğunu biliyor muydunuz? Daha fazla öğrenmek için lütfen tıklayınız.

Comentários