Please Enable JavaScript in your Browser to Visit this Site.

top of page

Carl Jung’un Bilinçdışı Dünyasına Açılan Kapı

Güncelleme tarihi: 18 Şub


Carl Jung’un Bilinçdışı Dünyasına Açılan Kapı

Carl Jung: “Görüntüler, rüyalardan önce gelir ve böylece rüya malzemesi azalmaya başlar.”


(Symbolic Life, CW 18)


“Bu yöntemi (aktif imgeleme) pek çok hastayla ve uzun yıllar boyunca denedim; elimde bu ‘eserlerden’ oluşan büyük bir koleksiyon var. Süreci izlemek son derece ilginç.

Elbette aktif imgelemeyi bir ‘her derde deva’ olarak kullanmıyorum; yöntemin bireye uygun olduğuna dair kesin işaretler olmalı ve bazı hastalar var ki onlara bu yöntemi zorlamak doğru olmaz. Fakat çoğu zaman analizin ileri aşamalarında, imajların nesnelleştirilmesi (objektifleştirilmesi) rüyaların yerini alır.

Görüntüler, rüyalardan önce gelir ve bu yüzden rüya malzemesi giderek tükenmeye başlar. Bilinçli zihin, bilinçdışıyla ilişki kurduğu ölçüde bilinçdışı ‘sönümlenir’ (deflate). O vakit tüm malzemeyi yaratıcı bir biçimde elde edersiniz ve bu, rüya malzemesine göre büyük avantajlar sağlar.

Bu yaklaşım, olgunlaşma sürecini hızlandırır; zira analiz, hızlandırılmış bir olgunlaşma sürecidir. Bu tanım benim icadım değil; eski hocalarımdan Stanley Hall bu terimi ortaya atmıştı.”

~Carl Jung, CW 18, Paragraf 399


Rüya Alıntıları


“Rüya, ruhun en içteki ve en gizli köşelerinde saklı küçük bir kapıdır; benlik bilincinin (ego-consciousness) ortaya çıkmasından çok önce psişe olan o kozmik geceye açılır ve benlik bilincimiz ne kadar genişlerse genişlesin, o kozmik gece psişe olarak varlığını sürdürür. Zira her benlik bilinci yalıtılmıştır; çünkü benlik bilinci şeyleri ayırır ve farklılaştırır, sadece tek tek unsurları bilir ve yalnızca benlikle ilişkilendirilebilecek olanları görür. Onun özü sınırlamadır, her ne kadar yıldızlar arasındaki en uzak bulutsulara erişse de.Tüm bilinç ayrıştırıcıdır; oysa rüyada, ilksel gecenin karanlığında yaşayan daha evrensel, daha gerçek ve daha ebedi insana benzeriz. Orada hâlâ bütündür ve bütün de onun içindedir; doğadan ayrılamaz ve her türlü “ego”dan yoksundur. Rüya, ne kadar çocuksu, tuhaf ve ahlaka aykırı görünürse görünsün, tam da her şeyi birleştiren bu derinliklerden doğar.”“The Meaning of Psychology for Modern Man” (1933). CW 10: Civilization in Transition, s. 304


“Bugüne dek hiçbir kuşku ve eleştiri, rüyaları önemsiz olaylar olarak görmeme yol açmadı. Çoğu kez saçma görünebilirler, fakat açıkça belli ki bizler, psişenin gece âleminden gelen bilmece dolu mesajını okuyabilecek beceri veya sezgiden yoksunuz. Psişik varlığımızın en az yarısını orada geçiriyor olmamız ve bilincin gecelerimize ne kadar etki ediyorsa, bilinçdışının da gündüz hayatımızı o ölçüde gölgelemesi göz önüne alındığında, tıbbi psikolojinin rüyaları sistematik biçimde inceleyerek duyularını keskinleştirmesi daha da elzem hale gelir.Kimse bilinçli deneyimin öneminden şüphe etmez; öyleyse neden bilinçdışı olayların anlamından şüphe edelim? Onlar da hayatımızın bir parçasıdır ve bazen gündüz yaşadığımız olaylardan çok daha gerçek şekilde hayatımıza etki eder.” “The Practical Use of Dream Analysis” (1934). CW 16: The Practice of Psychotherapy, s. 325


“İlkel insan için rüya, uygar insana kıyasla mukayese edilemeyecek derecede daha yüksek bir değere sahiptir. Sadece rüyalarını uzun uzadıya anlatmakla kalmaz, onlara olağanüstü bir önem de atfeder; öyle ki çoğu zaman rüyalarla gerçekliği birbirinden ayıramıyormuş gibi görünür. Uygar insana göreyse, rüyalar genellikle değersizdir; yine de, tuhaf ve etkileyici niteliği nedeniyle bazı rüyalara büyük önem veren insanlar bulunur. Bu tuhaflık, rüyaların bir tür ‘ilham’ olduğu fikrine inandırıcılık kazandırır.” “The Psychological Foundations of Belief in Spirits” (1920). CW 8: The Structure and Dynamics of the Psyche, s. 574


“Rüya psikolojisi, insan bedenine ilişkin karşılaştırmalı anatominin bize sağladığı anlayışa benzer biçimde, insan psişesinin gelişimi ve yapısını kavrama yolunda umut edebileceğimiz genel bir karşılaştırmalı psikolojiye kapı aralar.” “General Aspects of Dream Psychology” (1916). CW 8: The Structure and Dynamics of the Psyche, s. 476


“Bir rüya, tıpkı psişik yapının diğer unsurları gibi, tüm psişenin bir ürünüdür. Bu nedenle, insanlık tarihinde önemli olmuş her şeyi rüyalarda bulmayı bekleyebiliriz. İnsan hayatı yalnızca şu veya bu temel içgüdüyle sınırlı olmadığı, aksine birçok içgüdü, ihtiyaç, arzu ve bedensel-ruhsal şarttan oluştuğu gibi, rüya da içindeki herhangi bir unsurla tek başına açıklanamaz; açıklama ne kadar cazip ve basit görünse de. Bunun yanlış olduğunu kesin olarak söyleyebiliriz; zira hiçbir basit içgüdü kuramı, o muazzam ve gizemli varlık olan insan psişesini, dolayısıyla onun dışavurumu olan rüyayı kavrayamaz. Rüyalara hakkıyla yaklaşmak için insani bilimlerin tüm dallarından zorlukla derlenmiş bir yorumlama donanımı gerekir.” “General Aspects of Dream Psychology” (1916). CW 8: The Structure and Dynamics of the Psyche, s. 527



Carl Gustav Jung ve psikolojisini eğlendirerek öğreten ve dünyada tek olan bir roman serisi olduğunu biliyor muydunuz? Daha fazla öğrenmek için lütfen tıklayınız. 


Büyük Sır Üstadı serisi 4 kitap birarada

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating

Bu blog içeriği konusunda her türlü istek ve şikayetinizi aşağıdaki e-postaya yazabilirsiniz.

©2024 Bilinçdışı Yayınları A.Ş.

bottom of page