Bölüm I: Çocuk Rüyaları Semineri
- Nazlı
- 25 Şub
- 5 dakikada okunur
“Children’s Dreams Seminar” – Yöntem Üzerine Rüya Yorumlama ve Çocuk Rüyalarıyla İlgili Genel İfadeler
“Sekizinci yılda, çocuk rüyalarında daha önce gördüğümüz geçişe benzer şekilde, ego bilincine geçiş yaşanır. Çocuk, aile ortamıyla son derece yakın olan ilişkiden kopar; dünyaya dair belirli bir deneyim kazanmış olur ve şimdiye kadar ebeveynlere bağlı olan libido onlardan ayrılır ve çoğu zaman içe dönük hale gelir.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 323
“Baba, üreme ve biçim veren figürü simgeler. O, anlam veren ruhani prensiptir. Çocuğu hayata yönlendiren o kişidir. Evde, pater familias olarak evi yöneten; inanan topluluğu papalık aracılığıyla yöneten; ülkeyi ve halkını pater patriae olarak yöneten; nihayet, Tanrı Baba olarak dünyayı yöneten o kişidir.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 152
“Önemle belirtmek gerekir ki, Papa, Roma İmparatorları tarafından taşınan ‘Pontifex Maximus’ unvanını devralmıştır.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 266
“Bir ziyafet vardı ki, burada yer değiştirme yapıldı; abbamız ve yaşlı keşişler, genç laik kardeşlere hizmet ettiler; ardından alaycı bir kütle ayini düzenlendi; en küçük laik kardeş ayini yönetti; ayinde şarkılar ve şakalar müstehcendi ve herkes şarap içti; sonra sarhoş orgyalar oldu ve hepsi kiliseden çıkıp sokağa akın etti. Bu ziyafetler ve jeu de paume, on üçüncü yüzyılda Papa tarafından, aşırı uçlara gidildiği gerekçesiyle durduruldu.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 26
“Evet, baba tek başına yeterli değildir; o, belirli sembolik bir form eklemek ister. Hasta İtalyanca konuşur, ayrıca Yunanca ve Latince de bilir; bu yüzden ‘papa’ ya da ‘papas’ kelimesi ona Papa’yı, mutlak Babayı çağrıştırır. Attis kültünün, Roma’daki Aziz Petrus’un bulunduğu yerde bir tapınağı vardı ve yüksek rahip ‘Papas’ olarak adlandırılırdı; dolayısıyla, Vatikan’da bir Papa ortaya çıkmadan yüzlerce yıl önce zaten ‘Papas’ vardı.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 133
“İki bin yıl boyunca işleyen prensip, birinin gerçeğe sahip olup onu açıklayabileceğiydi. Katolik Kilisesi’nin belkemiği, ebedi gerçeğe sahip olduğunu iddia etmesindedir. Bu, Papa’ya yüklüdür ve siz, bunu sadece kabul etmelisiniz. Fakat bizim için bu, konuyu çözüme kavuşturmaz. Artık kimse, gerçeğin kendisine vahyedildiğini söylemez; vahiy üzerine inşa edilemez. Biz, psişik gerçekleri anlamaya yönelik dürüst çabaya inanırız.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 184
“Hermas’ın, ikinci Papa’nın kardeşi olduğu söylenirdi; fakat Hristiyanlık, bir gizem kültü olduğunda ve tanrılar adlandırılamazken, o sadece ‘Çoban’ olarak anılırdı. Bir zamanlar Mesih, Orfeus ya da iyi çoban olarak, omzunda bir kuzu taşıyan figür şeklinde temsil edilirdi. O zaman, bu yol gösterici prensibe ‘Sürü otlatan çoban’, ‘İnsanların lideri’, ‘İnsanların balık avcısı’ denilirdi; böylece Mesih, Orfeus ve Bacchus ile özdeşleştirilirdi.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 184-185
“Attis kültü, taurobolium’u kutlardı. Inisiyat, yeryüzünde açılmış bir çukura konur, üzerine bir ızgara kapatılır ve orada bir boğa öldürülürdü; boğanın kanı inisiyatın üzerine akar. Sonrasında inisiyat dışarı çekilir, yıkanır, beyaz giydirilir ve sekiz gün boyunca sütle beslenirdi; çünkü o, en küçük çocuktur, kendi en küçük oğludur. Yüksek rahip, artık Papa olarak adlandırılır, ‘Papas’ denir.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 329
“Komünyon ekmeğinin başka buğday unundan yapılmasına izin verilmez. Ve kutsal yağ zeytinyağı olmak zorundadır; mumlar da belirli şekilde yapılmalıdır. Fakat savaş, değişiklik getirdi; zeytinyağı kıtlığı nedeniyle, Papa’nın özel izniyle, küçük elektrik ampullerinin kullanılması mümkün oldu; ancak bu, yalnızca zamanın sefaletinden kaynaklanıyordu. Katolik Kilisesi böyle durumlarda oldukça makuldür, fakat asıl meselelerde, geleneğe en sadık şekilde bağlı kalır.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 396-397
“Sonra Balık sembolü ortaya çıktı. Hristiyan vaftizi, suyla yapılan bu sembolizmle bağlantılıdır. Papa hâlâ ‘balık yüzüğü’ takar – bu, mucizevi balık avı anlamına gelir; bu yüzük, tüm Hristiyanları Kilise’nin rahmine toplayan bir mücevherdir. Böylece, yeni bir psikoloji kendini hissettirmeye başlamıştır. Bu, Hristiyanlığın şafağıydı ve astrolojik resim üzerinde seyrini takip edebiliriz.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 422
“Mesih, bilincin artmasını, insanlar arasında daha iyi bir anlayışı, daha fazla sevgiyi ve kalbin daha fazla bilgisini isteyen bir insandı. Bakın, Kilise bu konuda ne yaptı! Eğer İsa bugün geri döner ve Vatikan’da Papa ile görüşseydi, ‘Çok hoş, yeni bir şey var, ama gerçekten de tuhaf!’ derlerdi – ‘En iyisi, değiştiremeyiz.’”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 521
“Kendim, komşumun elmalarını çalmaktan ya da evini yakmaktan üstün tutarım; bu yüzden polis gerekmez. Fakat polis, çünkü insanlığın en az yarısı gerçekten çürüktür, ve özgürlüklerini kötüye kullanırlarsa, Kilise’ye ihtiyaç duyarlar. Çoğu insan, aksi halde yaşayamaz; işte bu yüzden yasalar ve örgütler vardır.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 521
“Hayvan dünyasının dışlanması.
Hayvanlar gerçekten dışlanmıştır.
İlk yıllarda, hayvanların sanatsal takdiri, öküz ve eşek kenarda yer alana kadar pek görülmemiştir.
İncil’de, hayvanın, Rindoo tutumuna eşdeğer canlı bir varlık olarak değerlendirilmesi söz konusu değildir.
Örneğin, taşınan taşları taşıyan atların anıtları kurulmamıştır.
Ortaçağda, hayvan, grotesk, yarı şeytan olarak görülürdü.
Hayatın ilk yıllarındaki zihinsel durum, kolektif bilinçdışından farklı değildir; o, zengin imgeler dünyasıdır.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 182
“Çocuk, bu ilkel dünyadan çıkmalı, gerçek hayata adım atabilmek için.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 184
“Ben, çocukları özel okullara değil, kamu ilkokullarına göndermeyi destekliyorum; böylece, gerekli ‘kiri’ içlerine alabilirler.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 213
“Erkekler, cinsellikten nadiren ayrılırlar, çünkü onlar için bu çok belirgindir; fakat eksik olan Eros’tur, yani ilişkisel işlev.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 313
“Bilinçdışıyla olan ilişkisel işlev, bilinçli dünyayla olan ilişkisel işlev haline dönüşmemelidir!”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 317
“Eski Ahit şöyle der: ‘Yaşlılarınız rüya görsünler.’
Onların, iç kulaklarını açabilecek bilge bir anima vardı.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 319
“Bilinçdışı, ölüme bizim sahip olduğumuzdan farklı bir ilişkiye sahiptir.
Örneğin, rüyaların, ölüme nasıl önsezi verdiği çok şaşırtıcıdır.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 343
“Dört, esasen, insanın ortaya çıkışını, insan bilincinin yükselişini ifade eder.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 367
“Mesih’in doğumundan sonra Balık Çağı başlar.
Balık, bir su burcudur.
Muhtemelen bu yüzden, ruhu suyun içinde, hayatın akışındaki imgelerde ve bilinçdışında aramalıyız.
Şimdi, Kova burcunun eşiğindeyiz.
Hava elementi ona atanır ve o, melek ya da insan şeklinde sembolize edilir; hayvan yerine.
Burada, ruh, yeniden ince bir hale gelmek üzere, ve insan da, gerçek benliğini ortaya çıkarır.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 354-355
“Ancak buna kesinlikle başka bir yol yoktur, çünkü şunu kesin olarak bilebiliriz:
Bir rüya ne kadar basitse, o kadar genel ve temel sorunlarla yüzleşiriz.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 368
“Din eğitimi verirken, çocukları bu eski imgelerle tanıştırmaktan giderek kaçınırız; bunun yerine, şeytandan tamamen uzak duran ahlaki öğretiler sunarız.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 369
“İnfantil ruh, modern psikolojinin varsaydığı boş bir levha (tabula rasa) değildir; eski imgeler her zaman, a priori, mevcuttur.”
– Carl Jung, Children’s Dreams Seminar, s. 369
Devam İçerikleri:
Carl Gustav Jung ve psikolojisini eğlendirerek öğreten ve dünyada tek olan bir roman serisi olduğunu biliyor muydunuz? Daha fazla öğrenmek için lütfen tıklayınız.
Comments